Yalanı sevmem diyenin ağzına vurabilirim!

Evvel zaman içinde, hayatıma giren ve girmesiyle çıkması arasında yürüme mesafesi olan bir
sevgilim olmuştu. Sevgili dediysem öyle el ele tutuşmalar, gezmeler falan beklemeyin. İşine aşık, kafayı kırmış ama kendisini ultra zekalı ve hint kumaşı zanneden bir sığırcıktı. en sevdiğim özelliği ise en ufak bir yalandan bile nefret etmesi ve ardından adalar boyu kadar yalan söylemesiydi. Vardır etrafınızda böyle tipler. Şimdi acaba yalan söylediğini mi zannetmiyordu diye düşünmüyor değilim. Kendi söylediğine inananları duydum, bu da öyle bir şey demek ki. :)
İşin hoş kısmı bu sığırcığın benim eeeeeennnnn yakın arkadaşımın aracılığıyla tanışmamız. Beni arada şikayet ve dedikodumu ettiği bu kişi benim biricik arkadaşım. 'Ben sana söylüyorum ama aramızda kalsın bunlar' adı altında söylenenlerin bana hiç söylenmeyeceğini düşünmüş gavat. Lan her erkek bilir, kızlar arasında sır mı olur? :D Kim inanır buna yahuuu... Bu arada benimle konuştukları da aramızda kalacak itinasıyla söyleniyor. :)
Örneğin ilk uzun telefon konuşmamızda, bana zorla seni seviyorum dedirtmeye çalışan bu zat-ı sığır, arkadaşıma 'Bana seni seviyorum dedi ama ben hemen üstünü kapattım.' diyebilecek kapasitede olan bir insan.
Acaba daha neler uyduruyor diye, belli bir süre daha devam ettiğim bu itici ilişkiden sabahın köründe, karga bokunu henüz yemediği bir saatte ayrıldım. Ayyy pardon o benden ayrıldı. :) 'Gitme, hatrım kalır' diyemediiiiiimmmm, diyemediiiiiiimmmm..... :)))
Bu yazının teması ne, niye yazdın, bize ne, aman çok da şey diyebilirsiniz, haklısınız. Canım sıkıldı, yazdım. Sonuçta boktan bir deneyimi sizlerle paylaşarak etrafınızda dolanan böyle insanların ağzına sıçma desteği verebilirim. Destek için beni arayın falan filan...

Bir hikaye denemesi: Kızılcık Şerbeti

Her sabah zıkkım gibi çalan telefon alarmımı susturmak için yine ufak ve başarısız bir girişimden sonra uykunun ve tabii ki rüyanın en tatl...