Saçmalama zamanı...

Kardeş biri de çıkıp dememiş, bu blog burada bi halta yaramadan duruyo. Hangi ara, hangi kafayla açtığımı ben bile bilmiyorum. Amacım neydi acaba? Çok sıkıntılı zamanlar geçirdiğim esnada sanırım bi boka yarıyayım bari deyip de açtığım amaçsız bi sayfa işte. Canım sıkıldıkça burada sayar söver rahatlarım artık. :) Bu bloglar ne işe yarar, kim bakar, nasıl bulunur hiçbir fikrim yok. Allah rızası için anlatın bana. 

Külkedisi geldik, kül kedisi ölecez zaten. Bi zengin herif çıkmadı ki karşımıza biz de nasiplenelim. Elinizde varsa bi şeyler bu tarafa yollayın valla kadro açık :) Sevgilimiz var da ne işe yarıyor. Anca sığırlık yapsın. Bak sığır dedim aklıma geldi. Napıyo şimdi ki??? Sevgilin mi var derdin var hakikaten. Olsa bi deeerrrrttt, olmasa bi dert. Benim ki varla yok arası. Suratını gören cennetlik mübarekin. 

Yeter bu kadar şimdilik. Bu mantıksız, tinerci gibi yazıyı da okumayın zaten. :))


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bir hikaye denemesi: Kızılcık Şerbeti

Her sabah zıkkım gibi çalan telefon alarmımı susturmak için yine ufak ve başarısız bir girişimden sonra uykunun ve tabii ki rüyanın en tatl...