Yemin ediyorum, sıkıntıdan patlamak diye bir şey mümkünse ilk kurbanı kesin ben olcam. Allah'ım sabah beri bekliyorum. Zaten Konya'yı toplasan göt kadar eder, merkezini toplama bırak dağınık kalsın. Konya'ya ne zaman bir umut ve heyecanla gelsem, dakikasına soğuyorum kendisinden. Çay içmekten içim çürüdü, oturmaktan bütün mal varlığım, kıçım, dümdüz oldu. Sıkıntıdan kendimi parmaklıcam az kaldı.
Muhterem beyefendi gelene kadar bari kitap okuyayım dedim, kitabın yarısı bitti. İçim dışım Pucca oldu. Sanki o değil de ben yaşıyorum her boku. Ona da sinir olmaya başladım. Okudukça benim gibi düşünüyor, küfür ediyor diye atarlanıyorum. Allah'tan onun kadar psikopat değilim.
Beklememin 28. saatinde mesaj attı, sabah beri onun yüzünden kafelerde süründüğüm arkadaş. Çok şükür diyemiyorumn ama. Hani bekelersin saatlerce ve "Nerdesin, geliyorum" diye haber verir. Herkes yaşamıştır illa ki. Hah işte, sakın ola ki hemen gelecek diye beklemeyin. En az bir saat sürüyo maalesef ki. Birazdan kendimi camdan aşağıya atcam, sonra da üstümde tepinicem.
Gelecek vatandaş da yılların verdiği samimiyetle, ağzına yüzüne sıçma hakkına sahip olduğun türden biri de değil. Bu kadar beklemeye anca nerdesin diye sorarsın, hafif trip atar neyin yaparsın, bir şey söyler, yoluna bakarsın. Beklerken ki bütün küfürlerin içinde yumak olur.
Kafe sahibi de "Bu kız niye buraya geldi de, bu gürültüde saatlerce kitap okuyo acaba, salak" demiyorsa neyim yani. Ömrümün en sıkıcı günlerinden birini geçirdim sanırım. Çalan şarkılardan da kafam sikildi.
Sindirella olmak çok sıkıcı, pijamalar güzel. Zaten prenses olmak için fazla fakirim.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Bir hikaye denemesi: Kızılcık Şerbeti
Her sabah zıkkım gibi çalan telefon alarmımı susturmak için yine ufak ve başarısız bir girişimden sonra uykunun ve tabii ki rüyanın en tatl...
-
Zamanın Tozları ...Ve son kılıç darbesiyle ortalığı kaplayan siyah bulutun ardından kulakları sağır edecek bir çığlık duyuldu. Göz gözü ...
-
Şu satırları yazmak bile çok zor. Bizim sadece duyduğumuz bu büyük acıyı, o küçücük bedenlerin yaşadığını bilmek kahrediyor yürekleri. Her ...
-
Küçükken oturduğumuz o garip komşularımızın olduğu apartmanın dört tarafı da bahçeydi. Bahçe gibiydi desek daha doğru olur. Fakat biz çocu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder